Meral Kaplan’ın Terapi Merkezi Soruşturma Altında: Biorezonans İddiası Dosyaya Girdi
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, oyuncu ve sunucu Meral Kaplan’ın sahibi olduğu Beşiktaş’taki yaşam ve terapi merkezine yönelik yürütülen soruşturmayı genişletti. Biorezonans terapisi adı altında verilen hizmetlerin, ruhsatsız kişilerce gerçekleştirilmiş olabileceği iddiası üzerine hazırlanan iddianame, sağlık mevzuatına aykırılık şüphelerini gündemin ilk sırasına taşıdı.
Soruşturma dosyasının temeli, Sağlık Bakanlığı İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilen denetimler ve sonrasında yapılan resmi şikâyet başvurularına dayanıyor. Bakanlık, merkezde kullanılan cihazların niteliği ve uygulamayı yapan kişilerin yetki durumuna ilişkin tespitleri savcılıkla paylaştı.
Soruşturmanın Kapsamı Genişledi
Hazırlanan iddianamede, Meral Kaplan’ın yanı sıra merkezde çalışan Azra Bolkar ve Bahar Uysal da “şüpheli” olarak yer aldı. Üç isim hakkında:
3359 Sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu’na muhalefet,
1219 Sayılı Tababet ve Şuabatı Sanatlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun’a aykırılık
suçlamaları bulunuyor.
İddianamede, merkezde gerçekleştirilen uygulamaların sağlık hizmeti niteliği taşıyıp taşımadığı, kullanılan cihazların tıbbi cihaz sayılıp sayılmadığı ve uygulamayı yapan kişilerin bu alanda yetkili olup olmadığı mercek altına alındı.

Meral Kaplan’dan “Tıbbi Cihaz Değil” Savunması
Ünlü oyuncu Meral Kaplan, savcılığa verdiği ifadede suçlamaları kabul etmedi. Kaplan, merkezin bir sağlık kuruluşu olmadığını belirterek:
Kullanılan cihazın tıbbi cihaz tarifine uymadığını,
“Biorezonans” uygulamasının tıbbi bir müdahale olmadığını,
Bu nedenle sağlık personeli veya hekim gerektirmediğini
ileri sürdü.
Kaplan’a göre merkez, tamamen kişisel gelişim ve alternatif terapi amaçlı hizmet veriyor ve herhangi bir tıbbi tedavi iddiasında bulunmuyor.
Asistan ve Yardımcıdan Benzer Savunma
Dosyada şüpheli olarak yer alan Azra Bolkar ve Bahar Uysal ise, Kaplan’ın yanında sigortalı çalışan olduklarını belirterek:
Merkezde tıbbi işlem yapmadıklarını,
Sadece yönetimsel ve yardımcı personel görevi üstlendiklerini,
Biorezonans cihazını profesyonel anlamda kullanmadıklarını
söyledi.
Her iki isim de üzerlerine atılı suçlamaları reddederek, uygulamalarda herhangi bir yetkisiz işlem bulunmadığını savundu.
Mahkemeden Kritik Araştırma Kararı
İstanbul Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada Cumhuriyet Savcısı, Meral Kaplan’ın “Bakanlıktan izin aldık” iddiası üzerine detaylı araştırma yapılmasını talep etti.
Savcı, Kaplan’ın beyanlarının doğruluğunun teyit edilmesi amacıyla:
İş yerinin ruhsat tarihinin,
Faaliyet başlangıcının,
Bakanlık izinlerinin,
Sağlık hizmeti verilip verilmediğinin
ilgili kurumlardan resmi olarak istenmesini talep etti.
Mahkeme heyeti, söz konusu belgelerin temini için İstanbul Büyükşehir Belediyesi, İl Sağlık Müdürlüğü ve ilgili diğer kurumlara müzekkere gönderilmesine karar vererek davayı ileri bir tarihe erteledi.
3 Yıla Kadar Hapis İstemi
Savcılık iddianamesinde, Meral Kaplan ve diğer iki şüpheli için 3 yıla kadar hapis cezası talep ediliyor. Suçlamaların temelini:
Ruhsatsız sağlık hizmeti vermek,
Yetkisiz kişilere sağlık hizmeti yaptırmak,
Tıbbi cihaz niteliğinde ürünlerle uygulama yapmak
iddiaları oluşturuyor.
Davanın seyri, merkezdeki cihazların sınıflandırılması ve uygulamayı yapan kişilerin statüsüne ilişkin raporların mahkemeye sunulmasıyla netlik kazanacak.
Soruşturma Sektöre Örnek Teşkil Ediyor
Son yıllarda Türkiye’de yaygınlaşan “alternatif terapi” merkezleri, sıklıkla biorezonans, detoks ve enerji terapisi gibi uygulamalar sunuyor. Uzmanlar, bu tür uygulamaların “sağlık hizmeti” sayılıp sayılmayacağına ilişkin yasal zeminin netleşmesi gerektiğine dikkat çekiyor.
Meral Kaplan dosyası, bu alanda açılan en yüksek profilli davalardan biri olması nedeniyle sektörde emsal teşkil edebilecek nitelikte görülüyor.