Kritik Su Seviyesi Aşıldı
Marmara Bölgesi’nin en büyük doğal su kaynağı olan Sapanca Gölü’ndeki su seviyesi, son aylarda yüksek sıcaklıklar ve artan su kullanımının etkisiyle ‘kritik’ seviye olan 29,90 metrenin altına geriledi. Sakarya Su ve Kanalizasyon İdaresi (SASKİ) verilerine göre, göldeki su seviyesi 29,60 metre olarak ölçüldü. Su seviyesinin düşmesiyle birlikte, gölün Kartepe kıyısındaki bazı tarihi kilise kalıntıları da gün yüzüne çıktı.

Kocaeli Üniversitesi’nden Prof. Dr. Halim Aytekin Ergül, “Marmara Bölgesi’nde Türkiye’deki su kaynaklarının yalnızca yüzde 4’ü bulunuyor, fakat nüfusun yaklaşık yüzde 30’u bu bölgede ikamet ediyor. Bu nedenle karşılaştığımız sorunlar her geçen gün artıyor” dedi.
Atmosferik Sıcaklıklar ve İklim Değişikliği Etkisi
Prof. Dr. Ergül, su seviyesindeki düşüşün özellikle temmuz ve ağustos aylarında gözlendiğini belirterek, atmosferik sıcaklıklardaki artışın etkisine dikkat çekti:
“Su seviyelerindeki azalmalar artık belirgin, yıldan yıla artan oranlarda meydana geliyor. Küresel iklim değişikliğinin bölgesel yansımalarıyla karşı karşıyayız. Sapanca Gölü’ndeki ortalama su seviyesi genellikle 36 metre civarındayken son ölçümler 30 metrenin altına düştü. Bu durum ciddiye alınmalı.”
Su Sorunu ve Nüfus Yoğunluğu
Prof. Dr. Ergül, Marmara Bölgesi’ndeki nüfus yoğunluğunun sorunu daha da büyüttüğünü belirterek, şunları söyledi:
“Nüfusun dengeli dağıtılması şart. Bölgemizde nüfus artışı hızla devam ediyor; üç yıl öncesinde yaklaşık 25 milyon olan nüfus, şu an 27 milyona ulaştı. Su kaynakları mevcut nüfusu beslemekte güçlük çekiyor.”
Ekosistem ve Biyolojik Çeşitlilik Etkileniyor
Su seviyesinin düşmesi sadece insanları değil, gölde yaşayan canlıları da olumsuz etkiliyor. Prof. Dr. Ergül, ekosisteme dair şunları aktardı:
“Hassas türler kaybolurken daha dayanıklı türler hayatta kalıyor. Bu durum, ekosistemde biyolojik çeşitliliğin azalmasına yol açıyor. Ayrıca göldeki su kalitesi de düşüyor; özellikle sığ kesimlerde ötrofik ortamlar oluşuyor ve su kalitesi ile canlı kompozisyonu olumsuz etkileniyor.”
Alınması Gereken Tedbirler
Prof. Dr. Ergül, su krizine karşı bireysel, bölgesel ve uluslararası ölçekte önlemlerin alınması gerektiğini vurguladı:
- Bireysel: Muslukların kapatılması, su tasarrufu ve farkındalık oluşturma. Örneğin bir kot pantolon üretimi için tonlarca su harcanıyor, fazla tüketim bu kaynakları zorluyor.
- Bölgesel: Sanayide geri kazanılmış su kullanımı, atık su arıtım tesislerinin kurulması ve sulama kısıtlamaları.
- Uluslararası: İklim değişikliğine karşı karbon emisyonlarının azaltılması, AB’nin “Yeşil Mutabakat”ı gibi küresel hedefler doğrultusunda karbon nötrlüğü sağlamak.