Türkiye'de Güven Krizi Derinleşiyor: Kamuoyu Araştırması Alarm Veriyor
ASAL Araştırma Şirketi tarafından 12-21 Haziran 2025 tarihleri arasında gerçekleştirilen anket, Türkiye’deki güven ortamının ne denli kırılgan olduğunu gösterdi. "Hiçbir kuruma güvenmiyorum" yanıtını verenlerin oranı yüzde 24,9 ile alarm zillerini çaldı. Bu oran, ankette adı geçen tüm kurumların güven yüzdelerinin dahi üzerinde bir seviyeye ulaşarak, toplumda yaşanan güven boşluğunun boyutlarını gözler önüne serdi.
TSK Zirvede, Ancak Genel Durum Endişe Verici
"Bugün Türkiye’nin en güvenilir kurumu hangisidir?" sorusuna verilen yanıtlarda, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) yüzde 18 ile zirvede yer aldı. Onu Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) yüzde 13,5 ve Emniyet Genel Müdürlüğü yüzde 10,6 ile takip etti. Bu sonuçlar, güvenlik kurumlarının toplum nezdindeki sağlam duruşunu gösterse de, genel güven eksikliğini ve toplumsal güvensizliğin büyüklüğünü ortaya koyuyor.
Yasama, Yargı ve Yerel Yönetimlerdeki Güven Düşüşü Endişe Verici
Anketin detayları incelendiğinde, demokrasinin temel direkleri olan kurumların güven oranlarındaki düşüş dikkat çekiyor. Cumhurbaşkanlığı sadece yüzde 8,3, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) ise yüzde 8,1 oranında güven kazanırken, ÖSYM yüzde 2,2 ve Yüksek Seçim Kurulu (YSK) yüzde 2,0 gibi oldukça düşük seviyelerde kaldı. Diyanet İşleri Başkanlığı yüzde 1,9, belediyeler ve yargı kurumları ise sadece yüzde 1,6'lık güven oranıyla dikkat çekti.
Vatandaşların Devlet Mekanizmalarına Olan Güveni Sarsıldı
Anket sonuçlarında TÜİK yüzde 1,3, bankalar yüzde 1,2 oranında güven kazanırken, listenin en altında politikacılar yüzde 1,0 ve medya yüzde 0,8 yer aldı. Bu bulgular, vatandaşların yalnızca tekil kurumlar özelinde değil, genel olarak devlet mekanizmalarına olan inancında ciddi bir erozyon yaşandığını gösteriyor.
Toplumsal Bağlar ve Birlikte Yaşama Kültürü İçin Riskler Taşıyor
Uzmanlar, bu denli yüksek bir "hiçbir kuruma güvenmiyorum" oranının, toplumsal bağlar ve birlikte yaşama kültürü açısından önemli riskler taşıdığına dikkat çekiyor. Güvenin yeniden tesis edilmesi, hem siyasi aktörler hem de tüm kurumlar için öncelikli bir gündem maddesi haline gelmesi gerektiği ifade ediliyor.
