Ünlü Ekonomist Şeref Oğuz'dan Dikkat Çeken Değerlendirme
Ünlü ekonomist Şeref Oğuz, bugün yayımlanan yazısında Türkiye’nin yeniden “il sayısını artırma” gündemine dikkat çekti.
Oğuz’a göre hem siyasi hem de ekonomik dinamikler, yeni şehirlerin doğuşuna zemin hazırlıyor.
Artan nüfus, gelişen altyapı, bölgesel rekabet ve yerel halkın “itibar ve kimlik arayışı” bu sürecin en güçlü itici güçleri arasında yer alıyor.
Uzmanlara göre özellikle son yıllarda büyükşehirlerin hızla büyümesi, çevre ilçelerde yoğun nüfus artışına neden oldu.
Bu ilçeler, kendi ekonomik döngüsünü oluşturacak düzeye ulaşarak il statüsüne geçmeye uygun hale geldi.
Şeref Oğuz, “Yerinden yönetim anlayışının güçlenmesi, hem demokrasi hem ekonomi için bir fırsat olabilir.” değerlendirmesinde bulundu.
Geçmişten Günümüze İl Artışı
Oğuz, Türkiye’de il sayısının en son 1989–1999 yılları arasında artırıldığını hatırlattı.
O dönemde amaç, özellikle deprem sonrası bölgesel kalkınmayı hızlandırmak ve hizmet ağını genişletmekti.
Bu kapsamda 67 olan il sayısı 81’e çıkarılmış, birçok ilçe ekonomik ve idari olarak güçlendirilmişti.
1990’lı yıllarda Aksaray, Batman, Karaman, Kırıkkale, Bartın, Ardahan, Iğdır, Yalova, Karabük ve Düzce gibi ilçeler il statüsü kazanmıştı.
Bu değişim, sadece idari haritayı değil, bölgesel yatırım dengelerini de kalıcı biçimde değiştirdi.
Bugün benzer bir motivasyonun yeniden gündeme geldiğini belirten Oğuz,
“Ülke artık üç haneli plaka sistemine geçmeye hazırlanıyor.”
ifadelerini kullandı.
Siyaset Cephesinden Güçlü Sinyaller

Ekonomist Oğuz, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Vedat Demiröz’ün üç yıl önce yaptığı açıklamayı hatırlatarak,
Türkiye’nin 81 ilinin 100’e çıkarılacağı yönündeki teklifin yeniden tartışıldığını vurguladı.
Demiröz, o dönemde yaptığı konuşmada,
“Türkiye’nin şehir sayısının 100’e çıkacağı bir zamanda inşallah Ahlat’ımızı da bu şehirler arasına alacağız.”
ifadelerini kullanmıştı.
Benzer açıklamalar Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) cephesinden de geldi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Türkiye’nin coğrafi ve ekonomik olarak 100 il potansiyeline sahip olduğunu belirterek,
böyle bir adımın yerel yönetimlerde dengeyi sağlayacağını ve kalkınmayı hızlandıracağını dile getirmişti.
Siyasi kulislerde bu konunun 2026 yılına kadar gündemde kalacağı ve gerekli idari düzenlemelerin kademeli olarak yapılabileceği konuşuluyor.
İl Olmaya En Yakın 25 İlçe
Kamuoyuna yansıyan bilgilere göre, il olma potansiyeli taşıyan 25 ilçe şöyle sıralanıyor:
Kozan, Kahta, Polatlı, Bandırma, Edremit, Ergani, Yüksekova, Elbistan, Lüleburgaz, Ereğli, Midyat, Ünye, Cizre, Fethiye, Nazilli, Akhisar, Erciş, Manavgat, İskenderun, Siverek, Çorlu, İnegöl, Alanya, Tarsus.
Bu ilçelerden özellikle İnegöl, Alanya, Fethiye, Bandırma ve Yüksekova, ekonomik hacimleri, nüfus yoğunlukları ve stratejik konumlarıyla öne çıkıyor.
Uzmanlara göre bu ilçelerin 19’unun kısa vadede il statüsüne geçmesi yüksek olasılık olarak değerlendiriliyor.
Yeni Dönemde Türkiye 100 İl Hedefi Ne Getirecek?
Oğuz’a göre, Türkiye 100 il hedefi yalnızca idari bir reform değil, aynı zamanda ekonomik büyüme ve yerel kalkınma stratejisinin önemli bir parçası.
Yeni iller, kamu hizmetlerinin erişimini kolaylaştıracak, yerel istihdamı artıracak ve yatırım çekme kapasitesini genişletecek.
Ekonomistler, yeni şehirlerin kurulmasının altyapı yatırımlarını hızlandıracağını,
yerel yönetimlerin güçleneceğini ve bölgesel kalkınma farklarının azalacağını ifade ediyor.
Ancak bu sürecin aynı zamanda ciddi bir mali planlama gerektirdiği,
merkezi bütçe üzerindeki yükün iyi hesaplanması gerektiği de vurgulanıyor.
Şeref Oğuz, yazısının sonunda şu ifadeleri kullandı:
“Bu süreç sadece yeni illerle değil, yeni bir yönetim vizyonuyla tamamlanmalı. Türkiye büyüyor, şehirleri de buna ayak uydurmalı.”