Trump’tan Körfez Çıkarması: ABD-Suudi Arabistan İlişkilerinde Yeni Bir Sayfa Açılıyor
ABD Başkanı Donald Trump, ikinci başkanlık dönemine Orta Doğu turuyla başladı. 13-16 Mayıs tarihleri arasında gerçekleşen ve Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ile Katar’ı kapsayan bu diplomatik ziyaret, sadece sembolik bir ilk adım değil; aynı zamanda milyarlarca dolarlık anlaşmalar, bölgesel güvenlik stratejileri ve dijital çağın iş birlikleriyle dolu bir programı barındırıyor. Ziyaret, ABD'nin Orta Doğu’daki varlığını yeniden güçlendirme çabasının en net işareti olarak görülüyor.
Görkemli Karşılama ve Politik Sinyaller
Trump’ın Orta Doğu turunun ilk durağı Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad oldu. Air Force One uçağına, Suudi F-15 savaş uçakları eşlik ederken, Trump’ın inişi ülke genelinde dev ekranlardan canlı yayınlandı. Kraliyet Sarayı’nda kırmızı halı ve altın varaklı süslemelerle karşılanan Trump için görkemli bir yemek daveti düzenlendi. Bu karşılama, iki ülke arasında yalnızca resmi bir ziyaretin değil, stratejik ortaklığın tazelendiği bir gösteri olarak yorumlandı.
Ziyaretin ilk saatlerinden itibaren verilen mesajlar, tarafların önümüzdeki dönemde çok daha sıkı bir iş birliği içinde olacağının habercisi niteliğindeydi.

Ekonomik İş Birlikleri: Silahlar, Enerji ve Yatırımlar
Trump’ın ziyareti sırasında en fazla dikkat çeken başlıkların başında ABD ile Suudi Arabistan arasında yapılması planlanan devasa ekonomik anlaşmalar geliyor. ABD’li ve Suudi yetkililerin üzerinde çalıştığı anlaşma paketinin değeri 300 milyar doları aşabilecek büyüklükte. Bu pakette savunma sanayii, enerji projeleri, altyapı yatırımları ve dijital dönüşüm ön planda.
Özellikle yüksek teknolojili savunma sistemlerinin satışıyla ilgili görüşmeler dikkat çekici. Patriot ve THAAD füze savunma sistemlerinin yanı sıra, İHA ve SİHA teknolojileriyle ilgili iş birlikleri de masada. Suudi Arabistan, bu sistemleri sadece satın almakla kalmayacak, ABD’li üreticilerle birlikte yerel üretim tesisleri kurmayı da hedefliyor. Bu da Amerikan savunma sanayisinin Körfez’de doğrudan üslenmesi anlamına geliyor.
Enerji alanında ise fosil yakıtların ötesine geçilerek, rüzgâr ve güneş enerjisi gibi yenilenebilir kaynaklar üzerinden de uzun vadeli anlaşmalar imzalanması bekleniyor. Suudi Arabistan’ın Vizyon 2030 programı kapsamında, ülkenin petrole olan bağımlılığını azaltma hedefi bu anlaşmalarla hız kazanacak gibi görünüyor.
Yapay Zeka ve Dijital Gelecek
Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt, yaptığı açıklamada, Trump’ın ziyaretinin sadece ticari ve askeri iş birliklerini değil, aynı zamanda kültürel ve teknolojik bağları da güçlendirmeyi amaçladığını belirtti. Leavitt, “Başkan Trump bu turla, aşırılıkla mücadelenin sadece askeri yollarla değil; eğitim, kültür ve dijital iş birlikleriyle de sürdürülebileceğini göstermek istiyor,” ifadelerini kullandı.
Trump ile beraber gelen Amerikan heyetinde, yapay zeka, büyük veri, siber güvenlik ve dijital altyapı alanlarında faaliyet gösteren çok sayıda uzman ve teknoloji girişimcisinin bulunması da bu hedefin somutlaştığını gösteriyor.
Yapay zeka merkezlerinin kurulması, ortak kodlama akademileri açılması, dijital veri merkezleri kurulması ve Suudi gençlerine yönelik teknoloji bursları verilmesi gündemdeki başlıklar arasında.
Kraliyet Sarayı’nda İş Dünyasının Devleriyle Zirve
Trump’ın Riyad programının en dikkat çekici etkinliklerinden biri, Kraliyet Sarayı’nda gerçekleşen öğle yemeği oldu. Bu yemek, sadece bir diplomatik buluşma değil, aynı zamanda küresel iş dünyasının en önemli temsilcilerinin yer aldığı dev bir zirveye dönüştü.
Etkinliğe şu isimler katıldı:
Elon Musk – Tesla, SpaceX ve X CEO’su
Jeff Bezos – Amazon’un kurucusu
Sam Altman – OpenAI CEO’su
Jensen Huang – NVIDIA CEO’su
Alex Karp – Palantir CEO’su
Google, Boeing, Coca-Cola, Uber gibi dev şirketlerin üst düzey yöneticileri
Bu toplantı, ABD'nin önde gelen teknoloji ve üretim devlerinin, Körfez ülkeleriyle doğrudan yatırım ve iş birliği kurma niyetini açıkça ortaya koydu. Aynı zamanda bu ziyaretin, yalnızca hükümetler düzeyinde değil, özel sektörün merkezinde de bir hareketlilik yarattığını gösterdi.
Bölgesel Gerginlikler ve Güvenlik Başlıkları
Trump’ın Körfez ziyareti, bölgedeki sıcak gelişmelerle aynı döneme denk geldi. İsrail ile Hamas arasında devam eden savaş, İran’la yaşanan diplomatik gerilimler ve Yemen krizinin yeniden alevlenmesi, ziyaretin güvenlik boyutunu daha da önemli kıldı.
Trump’ın, Suudi Arabistan ile İran’a karşı ortak bir diplomatik ve savunma cephesi oluşturmak istediği yorumları gündeme geldi. Bu kapsamda ortak askeri tatbikatlar, istihbarat paylaşımı ve siber güvenlik konularında daha sıkı iş birliği yapılması planlanıyor.
ABD’nin Orta Doğu’daki Rolü Yeniden Tanımlanıyor
Ziyaretin genel değerlendirmesi, ABD’nin Orta Doğu’daki etkisini yeniden tazeleme çabası olarak yapılıyor. Trump yönetimi, bölgeyi yalnızca bir kriz alanı olarak değil, aynı zamanda fırsatlar bölgesi olarak tanımlıyor. Bu nedenle sadece güvenlik ve enerji değil, eğitim, yapay zeka, altyapı ve dijitalleşme gibi alanlarda uzun vadeli stratejik ortaklıklar inşa etmek istiyor.
Bu ziyaret, Amerika'nın dış politikasının yeniden yapılandığı, özel sektörün diplomatik sürece doğrudan dahil olduğu ve teknoloji çağının öncelikli alan haline geldiği bir dönemin habercisi. Trump’ın Körfez turu, yalnızca bugünü değil, önümüzdeki 10 yılın bölgesel ve küresel politikalarını şekillendirecek potansiyeli barındırıyor.